Öfkeli bir çocuğu düşündüğümüz de,hayata karşı sıfır bilgiyle, sıfır duyguyla gözlerini açan bir çocugun öfke duygusuyla dogmasiyla mümkün mü?
Ya da içe dönük,asosyal bir çocuğu düşündüğümüzde doğuştan bu özelliklere sahip olabilmesi düşünülebilir mi?
Sevgi dolu, kendi öz benliğine saygılı,bir çocuk içinde hayata bu özelliklerle gözlerini açtı diyebilir miyiz?
Tabi ki bunların her birine cevabımız hayir olmalıdır.
Çünkü her canlı hayata gözlerini sıfır bilgi,sıfır önyargıyla açar. Ve birçok ozelligini yaşamla ve sosyal olduğu insanlarla zamanla öğrenir ve şekillenir. Adeta belirli büyüklükte ve sınırları olan, ama içi zamanla doldurulacak tuval gibi. Tuvalde kullanılacak boyaların renkleri çocuğun kişisel özelliklerini oluşturur. Ve bu esnada ilk olarak aile yapısı oldukça önemlidir.
Aile yapıları birbirinden değişiklik gösterir. Aşırı baskıcı ve otoriter anne baba,Korumacı ve müdahaleci anne baba, Aşırı hoşgörülü serbest ve onaylayici anne baba, gibi çocuğun kişisel özelliklerinin gelişmesinde etkili olabilecek birden fazla aile yapıları vardır. Aile yapılarının bazılarını ve çocuğun kişisel özelliklerinin gelişmesi üzerindeki etkilerini inceleyecek olursak.
-Baskıcı ve otoriter anne babanin bulunduğu bir ortamda yetişen çocuğa, söz hakkı tanınmaz, kuralları ve istekleri sorgulamadan kabul etmesi beklenir, çocuğun ilgi ve istekleri dikkate alınmaz, çocuğa sevgi ve şefkat gösterilmez, çocuğun olumlu davranışlarınin takdir edilmediği, sürekli elestirildiği ve suçlandığı bir ortam vardir. Ve bu tarz bi aile çocuğun kişilik yapısı üzerinde olumsuz etkiler bırakır. Çocukta; kendine guvensiz, aşırı hassas ve kolay aglayabilen,i çine kapanık, çekingen ve itaatkar, kolayca yalan soyleyebilen,içten ice hırslı ve kızgın bir kişilik yapısı oluşur.
-Korumacı ve müdahaleci, anne babanin bulundugu bir ailede yetişen çocuğa ailesi tarafindan sürekli bir koruma iç güdüsüyle yaklaşılır. Aile çocuğuna gerekenden fazla ilgi gösterir ve üzerine titrer. Çocukları ağlamasın üzülmesin diye sürekli her ihtiyacı karşılanır her istediği yapılır. Çocuklarının büyüdüğünü kabul etmezler ve sürekli bir mudahale içindedirler. Bu tarz bir aile yapısında yetişen çocuk; Kendi sorununu çözme becerisi gelişmediğinden sürekli baskalarina ihtiyaç duyar ,hep bir kaygı içindedir ve bu durum tırnak yeme, kekeleme, alt ıslatma gibi davranış bozuklukllarina yol açar. Aşırı bağımlı ürkek ve güvensizdir.
-Aşırı hoş görülü serbest ve onaylayici anne babanın olduğu bir ailede yetişen bir çocuğa, hiçbir şekilde müdahale edilmez, doğru yada yanlış her davranisinda bir kural bir ikazla karsilasmaz çocuk. Anne ve babası tarafından her istediği yerine getirilir, başkalarına zarar verebildiği durumlarda dahi anne baba oldukça ilgisiz ve kuralsız davranır. Bu tarz bir aile yapısında yetişen çocuk;Bencil,saygısız ve tutarsız davranış sergiler. Etrafına karşı saygısız ve zarar verici davranışlar içinde bulunabilir.Zararli alışkanlıklar edinmeye oldukça meyillidir.
Gördüğümüz gibi çocukların kişilik yapılarının oluşmasında en temel basamak ailedir. Fiziksel, ruhsal ve bedensel gelişimini sağlıklı bir şekilde tamamlamış bir aile de yetisen çocuğun da gelişimi sağlıklı ilerler. Anne babaların çocuğun gelişimini destekleyici doğru davranışlarda bulunmaları çok onemlidir. Çünkü çocukta bir bireydir ve her canlı gibi sosyal bir varlıktır. Eğitimi sadece aile içinde başlar fakat gelişimi farklı ortamlarda devam eder. Sağlıklı kişilik özelliklerine sahip bir çocuk her ortamda uyumlu ve başarılı olur. Park, kreş, anaokulu gibi çocukların bir arada ve çoğunlukla bulunduğu yerlerde sorunsuz bir iletişim yaşar. Kreş ve anaokulu gibi kurumlar çocuklarda kişilik bozukluklarının farkedilebilecegi önemli yerlerdendir. Bir arada bulunan çocuklar uzman eğitimciler tarafından gözlemlenir, belli başlı sorunları en başından farkedebilir ve ailelere bu yönde bilgi akışı sağlayarak konusunda uzman hekimlere yönlendirilmesini sağlayabilirler.
Yorum yapabilmek için Üye Girişi yapmanız gerekmektedir.
Üye Girişi veya Kayıt Ol